-
1 dış kapı
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > dış kapı
-
2 kapı
дверь, дверца; ворота; подъезд- ana giriş kapısı
- ana kapı
- ara kapı
- arka kapı
- armonik kapı
- asansör kapısı
- avlu kapısı
- aynalı kapı
- balkon kapısı
- cam kapı
- camlı kapı
- cümle kapısı
- çarpma çift kanatlı kapı
- çarpma kapı
- çıkış kapısı
- çift kanatlı kapı
- çifte kapı
- çikış kapısı
- demir kapı
- demir parmaklıklı kapı
- dış kapı
- döner kapı
- fotoselli kapı
- giriş kapısı
- gizli kapı
- iç boşluklu kapı
- iç kapı
- iki kanatlı kapı
- kaçış kapısı
- katlanır iki kanatlı kapı
- katlanır kapı
- kayar kapı
- kemerli kapı
- kepenk kapı
- kuzu kapısı
- masiv kapı
- metal kapı
- metalik kapı
- ocak kapısı
- otomatik kapanan kapı
- otomatik kapı
- ön kapı
- sağa açılan kapı
- servis kapısı
- sokak kapısı
- sola açılan kapı
- sürme kapısı
- sürmeli kapı
- tablalı kapı
- tahliye kapısı
- tehlike kapısı
- tek kanatlı kapı
- yalancı kapı
- yan kapı
- yangın kapısı
- yangına dayanıklı kapı
- yavru kapısı
- yukarı kaldırmalı sürme kapısıİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kapı
-
3 dış
зуб (м)* * *1.1) вне́шняя / нару́жная сторона́ (чего-л.), вне́шний / нару́жный вид, вне́шность (чего-л.)dışı beyaz, içi sarı — снару́жи бе́лый, внутри́ жёлтый
bardağın dışı kirli — стака́н снару́жи гря́зный
bu evin içi dışından güzel — э́тот дом внутри́ краси́вее, чем снару́жи
2) разг. заграни́ца2.yurt dışına çıkanlar — отъезжа́ющие за грани́цу
1) вне́шний, нару́жныйdış görünüşte — по вне́шнему ви́ду, на вид
dış kapı — а) нару́жная дверь; б) пара́дная дверь (дома, квартиры)
dış karakol — воен. нару́жный пост
dış kulak — анат. нару́жное у́хо
dış mahalle — кра́йний кварта́л
dış taraf — вне́шняя сторона́
2) вне́шний, иностра́нный, зарубе́жныйdış siyaset — вне́шняя поли́тика
dış ülkeler — зарубе́жные стра́ны
3.dış yatırım — вне́шние капиталовложе́ния, инвести́ция
-не, -внеakıl dışı — неразу́мный
edep dışı — неприли́чный, недозво́ленный
evlilik dışı — внебра́чный
kanun dışı etmek — поста́вить вне зако́на; объяви́ть вне зако́на
mantık dışı — нелоги́чный
4. в соч.mesai dışı çalıştırmak — заставля́ть рабо́тать сверхуро́чно
••dışı eli yakar, içi beni yakar — посл. не всё зо́лото, что блести́т; вне́шний вид обма́нчив
dış kapının dış mandalı — погов. седьма́я вода́ на киселе́
- dışında- iş hayatının dışında
- rekabetin dışında
- şehir dışında
- bunun dışında
- dışında kalmak
- dış kapak -
4 açık
открове́нный я́сный* * *I 1.1) врз. откры́тыйaçık arazi — откры́тая ме́стность
açık pencere — раскры́тое окно́
yol açık — доро́га откры́та
2) я́сный, чёткий (о почерке и т. п.)açık ibare — я́сная фра́за
3) непокры́тый, обнажённыйaçık baş — простоволо́сый
göğsü açık — у него́ грудь откры́та / обнажена́
4) све́тлый ( о цвете)açık mavi — све́тло-си́ний
açık yeşil — све́тло-зелёный
açık renk kostüm — све́тлый костю́м
5) неза́нятый, свобо́дный; вака́нтныйaçık memuriyet — вака́нтная до́лжность, вака́нсия
kağıtta açık yer kalmadı — на бума́ге не оста́лось чи́стого ме́ста
6) нескро́мный, фриво́льный, непристо́йныйaçık filmler yasaklandı — порнографи́ческие фи́льмы бы́ли запрещены́
pek açık fıkralar anlatıyor — он расска́зывает о́чень уж неприли́чные анекдо́ты
7) перен. откры́тый, бесхи́тростный, прямоду́шный2.bu adamın her işi açıktır — у э́того челове́ка всё как на ладо́ни
1) откры́то, открове́нноaçık konuş yalan söyleme — говори́ пря́мо, не ври
2) я́сно, поня́тно; отчётливо••- açık gelmek
- açık kapı bırakmak
- açık oyla seçmek
- açık yürekle II озвонч. -ğı1) откры́тое простра́нство, пусты́рь разг.bugün açıkta bir toplantı yapıldı — сего́дня под откры́тым не́бом бы́ло проведено́ собра́ние
2) [не́сколько] удалённое ме́сто (от чего-л.)tren yolu şehrin açığından geçer — железнодоро́жный путь прохо́дит недалеко́ от го́рода
3) морски́е просто́ры, прибре́жные во́дыBakırköy açıklarında — в прибре́жных во́дах Бакыркёя
deniz açıklarında — в откры́том мо́ре
4) вака́нтное ме́сто, вака́нсияaçıklara kimse alınmıyor — на вака́нтные места́ никого́ не беру́т
bu dairede hiç açık yok — в э́той конто́ре нет никако́й вака́нтной до́лжности
5) недоста́ча, дефици́тaçık [açığı] çıkmak — а) обнару́житься (о дефиците, недостаче); б) всплыть / вы́йти нару́жу, обнару́житься; проясни́ться
açık [açığı] kapamak / kapatmak — покры́ть недоста́чу / дефици́т
dış ödeme açığı — внешнеплатёжный дефици́т
dış ticaret açığı — внешнеторго́вый дефици́т, дефици́т внешнеторго́вого бала́нса
••- açıkta- açıkta bırakmak
- açığa çıkarmak
- açıkta kalmak
- açıkta olmak
- açıktan kazanmak
- açık vermek
- açığa vurmak -
5 siyaset
поли́тикаaçık kapı siyaseti — поли́тика откры́тых двере́й
barış içinde yanyana yaşama siyaseti — поли́тика ми́рного сосуществова́ния
dış siyaset — вне́шняя поли́тика
См. также в других словарях:
dış kapı — is. Binayı sokaktan ayıran giriş kapısı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dış kapının mandalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çelik kapı — is. Genellikle çerçevesi ve içi çelikten, dış yüzeyi ahşaptan yapılan kapı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkratmak — gıcırdatmak (diş, kapı, kalem gibi şeyler), II, 334 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
CÜMLE KAPISI — Sarayın büyük kapısı. * Dış kapı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CÜLÜNBAK — Diş gıcırtısı. * Kapı gıcırtısı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
Topkapı Palace — Infobox Historic building name = Topkapı Palace caption = Topkapı Palace from the Bosphorus map type = latitude = longitude = location town = Istanbul location country = Turkey architect = Mehmed II, Alaüddin, Davud Ağa, Mimar Sinan, Sarkis… … Wikipedia
Palais de Topkapi — Palais de Topkapı Pour les articles homonymes, voir Topkapi. 41° 00′ 47″ N 28° 59′ 02″ E … Wikipédia en Français
Palais de Topkapı — Pour les articles homonymes, voir Topkapi. Palais de Topkapı, Première Cour, 1584 Le palais de Topkapı (en turc Topkapı Sarayı … Wikipédia en Français